Tuğbam » Atatürk » Atatürk’ün Az Bilinen Sözleri

Atatürk’ün Az Bilinen Sözleri


Bu yazı

tarihinde

tarafından yazılmıştır.

Son güncelleme tarihi:

Atatürk’ün Az Bilinen Sözleri Nelerdir – Mustafa Kemal Atatürk neredeyse her konuda oldukça fazla özdeyişleri söylemiş bunların büyük bir kısmı sitemizde mevcuttur ama Atatürkün bilinmeyen sözleri de vardır. İşte onları bu yazımızda topladık arkadaşlar.

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. (1930)

Dilin millî ve zengin olması millî duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin. (1930)

Eğitim işlerinde behemehal muzaffer olmak lâzımdır. Bir milletin hakikî kurtuluşu ancak bu surette olur. (1922)

Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. (1925)

Öğrenci her ne yaşta olursa olsun, onlara geleceğin büyükleri gözüyle bakılmalı ve öyle muamele edilmelidir. (1930)

Milliyetin en belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk milletindenim diyen insan her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz. (1931)

Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım oldu. Kendimi hiçbir zaman Osmanlılığın telkin ettiği başka ulusları öven ve Türklüğü aşağı gören eksiklik duygusuna kaptırmadım. (1931)

Bütün insanlar, bir toplumsal vücudun organlarıdır ve bu sebeple birbirine bağlıdır. (1930)

Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.(1936)

Millî ekonominin temeli tarımdır. (1937)

Tüccar, milletin emeği ve üretimi kıymetlendirmek için eline ve zekâsına emniyet edilen ve bu emniyete liyâkat göstermesi gereken adamdır. (1937)

İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzünülecek bir sistemdir. (1937)

Bir millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her çeşit ilminden, buluşlarından, yükselmelerinden faydalanmalıdır. Fakat unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz. (1923)

Komutan, yaratıcı gücü olan kimse demektir. (1923)

Biz Batı medeniyetini taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz. (1923)

Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasî bir fikre malik olmak, seçtiği dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetlerine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz. (1925)

Tüketici yaşamak iyi değildir. Üretici olalım. (1925)

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir. (1930)

Dilin millî ve zengin olması millî duygunun gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin. (1930)

Eğitim işlerinde behemehal muzaffer olmak lâzımdır. Bir milletin hakikî kurtuluşu ancak bu surette olur. (1922)

Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. (1925)

Öğrenci her ne yaşta olursa olsun, onlara geleceğin büyükleri gözüyle bakılmalı ve öyle muamele edilmelidir. (1930)

Milliyetin en belirgin niteliklerinden biri dildir. Türk milletindenim diyen insan her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz. (1931)

Türklük, benim en derin güven kaynağım, en engin övünç dayanağım oldu. Kendimi hiçbir zaman Osmanlılığın telkin ettiği başka ulusları öven ve Türklüğü aşağı gören eksiklik duygusuna kaptırmadım. (1931)

Bütün insanlar, bir toplumsal vücudun organlarıdır ve bu sebeple birbirine bağlıdır. (1930)

Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür.(1936)

Millî ekonominin temeli tarımdır. (1937)

Tüccar, milletin emeği ve üretimi kıymetlendirmek için eline ve zekâsına emniyet edilen ve bu emniyete liyâkat göstermesi gereken adamdır. (1937)

İnsanları mesut edeceğim diye onları birbirine boğazlatmak insanlıktan uzak ve son derece üzünülecek bir sistemdir. (1937)

Bir millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her çeşit ilminden, buluşlarından, yükselmelerinden faydalanmalıdır. Fakat unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz. (1923)

Komutan, yaratıcı gücü olan kimse demektir. (1923)

Biz Batı medeniyetini taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz. (1923)

Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasî bir fikre malik olmak, seçtiği dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetlerine maliktir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hâkim olunamaz. (1925)

Tüketici yaşamak iyi değildir. Üretici olalım. (1925)

Reklamlar

Bu Yazıyı Facebook Twitter Sayfanda Paylaş


Bu yazı

tarihinde

tarafından yazılmıştır.

Son güncelleme tarihi:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir