Her yıl 8-14 Mart tarihleri arasında kutladığımız Bilim ve Teknoloji Haftası’nın sunduğu derin manaları keşfetmeye ve bilimin evreni anlama serüvenimizdeki sarsılmaz rolü ile teknolojinin bu keşifleri gündelik hayatımıza nasıl ustalıkla entegre ettiğini kavramaya hazır mısınız? Öyleyse, bu özel haftanın ruhunu yakalamak, bilginin aydınlatıcı gücünden ilham almak ve medeniyetimizin itici güçleri olan bilim ve teknolojiye dair farkındalığınızı artırmak için şimdi okumaya başlayın; zira bilgi, bireyin ve toplumun geleceğe attığı en değerli ve en sağlam adımdır.
Bilimin Tanımı ve Özellikleri
Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde bilim, “Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi,” “Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi,” veya “Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci” gibi ifadelerle tanımlanır. Ancak, bilimle bizzat iştigal edenler için bu tanımlar, bilimin derinliğini ve kapsamını tam olarak ifade etmekte yetersiz kalabilir. Bu nedenle, bilimi tanımlamaya çalışmaktan ziyade, onun doğasını ve işleyişini açıklamaya çalışmak daha aydınlatıcı olacaktır.
Bilimin Doğuşu: İnsan ve Doğa İlişkisi
İnsanoğlunun varoluşundan itibaren doğayı anlama, ona hükmetme ve onunla uyum içinde yaşama arzusu içinde olduğu söylenir. Gök gürültüsü, şimşek, Güneş ve Ay tutulmaları gibi doğa olayları, hastalıklar ve doğal afetler, insanı hem meraklandırmış hem de ürkütmüştür. Bu merak ve korku, insanı, bu olayların ardındaki nedenleri araştırmaya ve anlamaya itmiştir. İnsan, korkularını yenmenin ve merakını gidermenin yolunun, olayları bilmekten ve onlara bilinçli bir şekilde müdahale edebilmekten geçtiğini zamanla kavramıştır.
Bilimsel Bilginin Üretimini Tetikleyen Güdüler
İnsanoğlunun doğayla olan bu etkileşiminde ve bilgi üretme çabasında sadece korku ve merak mı etkilidir? Elbette hayır. İnsanın ve toplumların;
- Egemen olma ve kontrol etme isteği,
- Beğenilme ve takdir görme arzusu,
- Daha konforlu, güvenli ve sağlıklı bir yaşam sürme ihtiyacı,
- Diğerlerine karşı üstünlük kurma güdüsü
gibi pek çok faktör, bilgi üretimini tetikleyen önemli etmenler arasında sayılabilir. İnsanın bu temel arayışları ve ihtiyaçları var olduğu sürece, bilgi üretimi de kesintisiz olarak devam edecektir.
Bilimin Uğraş Alanı Nedir?
Bilimin temel uğraşı alanı doğa olaylarıdır. Bu yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda sosyolojik, psikolojik ve kültürel olayları da kapsar. İnsanoğlu bu olayları anlamak, denetlemek ve kendi yararına yönlendirmek için bilim üretmeye devam etmektedir.
Bu çaba, insanın aklı sayesinde mümkün olmuştur.
Çağdaş Bilimin Vazgeçilmez Nitelikleri
Yüzyıllar boyunca süregelen bilimsel bilgi üretme yolculuğunda, çağdaş bilim kendi özgün karakterini, geleneklerini ve standartlarını oluşturmuştur. Bu süreçte öne çıkan dört temel nitelik şunlardır:
- Çeşitlilik ve Evrensellik: Bilimsel araştırma ve bilgi üretimi, herhangi bir bireyin, kurumun veya ülkenin tekelinde değildir. Dil, din, ırk veya coğrafya ayrımı yapmaksızın herkese açıktır. Bu nedenle, bilimin ilgilendiği konular sınırsız bir çeşitlilik gösterir.
- Süreklilik ve Dinamizm: Bilimsel bilgi üretim süreci asla durmaz. Tarih boyunca kralların, imparatorların ve hatta bazı dini otoritelerin yasaklamalarına rağmen bilgi üretimi devam etmiş ve edecektir. Her gün yeni keşifler, yeni teoriler ve yeni bilim alanları ortaya çıkar.
- Yenilikçilik ve Gelişim: Bilim, mevcut bilgilere sürekli olarak yeni veriler ekler. Bu, en güncel teknolojik imkanlarla yapılan gözlemler, deneyler veya mevcut bilgilere dayalı mantıksal çıkarımlar yoluyla gerçekleşir. Bilim, doğası gereği yeniliğe ve ilerlemeye açıktır.
- Eleştirellik ve Ayıklanma (Sağlamlaştırma): Bilimsel bilginin geçerliliği ve doğruluğu, isteyen herkes tarafından her an sorgulanabilir ve denetlenebilir. Bu sürekli eleştiri ve denetim sürecinde, yanlış olduğu kanıtlanan bilgiler ayıklanır ve yerini daha doğru ve kapsamlı olanlara bırakır. Bu, bilimin kendini düzeltme ve geliştirme mekanizmasıdır.
Bu sürekli yenilenme ve ayıklanma süreci, “Bilimsel bilgi ne kadar doğrudur ve evrensel midir?” sorusunu akla getirebilir. Bu sorunun yanıtı, bilimsel bilginin nasıl üretildiğini anlamakta yatar. Sanılanın aksine, bilimsel bilgi üretme yöntemleri çok sayıda olmayıp, temelde iki ana yaklaşıma dayanır ki bu da ayrı bir inceleme konusudur.
Teknoloji: Bilimin Uygulamadaki Gücü
Teknoloji, genellikle makinelerle özdeşleştirilse de, bundan çok daha geniş bir anlama sahiptir. Öğretim teknolojileri alanında önemli bir isim olan Paul Saettler’e göre teknoloji (Latince “texere” – örmek, inşa etmek fiilinden türemiştir), bilimin uygulamalı bir sanat dalına, bir “tekniğe” dönüşmesidir. Fransız sosyolog Jacques Ellul, bu “tekniğin” sadece küçük bir bölümünün makinelerle ifade edilebildiğini belirtir. Teknoloji, belirli bir teknik sayesinde sadece makinelerin değil, onlara ait öğretimsel uygulamaların da gerçekleştirilebilmesini sağlar. Bu bağlamda, davranış bilimleriyle öğretim teknolojileri arasındaki ilişki, doğa bilimleriyle mühendislik teknolojisi veya biyoloji ile sağlık teknolojisi arasındaki ilişkiye benzerdir.
Herbert Simon (1983) ise teknolojiyi, “insanın bilimi kullanarak doğaya üstünlük kurmak için tasarladığı rasyonel bir disiplin” olarak tanımlar. Bu tanımlardan da anlaşılacağı gibi teknoloji, bilimin ürettiği bilgiyi kullanarak insan yaşamını kolaylaştıran, sorunlara çözüm üreten ve yeni imkanlar yaratan bir araçtır. Önemli olan, bu güçlü aracın insanlığın yararına nasıl ve ne şekilde kullanılacağıdır.
Eğitim ve Öğretim Teknolojileri
Bu noktada “Eğitim Teknolojisi” ve “Öğretim Teknolojisi” kavramları önem kazanır. Collier’e göre Eğitim Teknolojisi, öğrenme sürecini geliştirmek amacıyla oluşturulan her türlü sistemi, tekniği ve yardımı kapsar. Etkili bir eğitim teknolojisi uygulamasında şu dört özellik öne çıkar:
- Öğrencinin ulaşması hedeflenen amaçların net bir şekilde tanımlanması.
- Öğrenilecek konunun öğretim ilkelerine göre analiz edilip, öğrenmeye uygun şekilde yapılandırılması.
- Konunun aktarılabilmesi için en uygun medya ve materyallerin seçilip kullanılması.
- Dersin, kullanılan araçların etkililiğinin ve öğrencilerin başarı düzeylerinin uygun yöntemlerle değerlendirilmesi.
Bilim ve Teknoloji Haftasının Amacı
8-14 Mart tarihleri arasında kutlanan Bilim ve Teknoloji Haftası’nın amacı:
- Bilimin ve bilginin değerini anlatmak
- Teknolojinin eğitimdeki yerini vurgulamak
- Öğrencilere araştırma ve öğrenme bilinci kazandırmak
- Bilimin evrensel doğasını tanıtmak
Bu hafta boyunca eğitim kurumlarında çeşitli etkinlikler düzenlenerek, öğrencilerde bilimsel düşünce geliştirilir, teknolojiye karşı ilgi uyandırılır.
İlham Veren Özlü Sözler
- Bilenle bilmeyen bir olmaz.
- Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. (Mustafa Kemal Atatürk)
- Ha okulsuz köy, ha susuz çeşme.
- Kalem kılıçtan keskindir.
- Dünya bir okuldur. Doğumdan ölüme durmadan öğrenelim.
Kaynaklar
- Saettler, P. (1990). The Evolution of American Educational Technology. Libraries Unlimited. (Paul Saettler’in öğretim teknolojileri tarihi üzerine temel eseri)
- Ellul, J. (1964). The Technological Society (Original title: La Technique ou l’enjeu du siècle, 1954). Vintage Books. (Jacques Ellul’ün teknoloji ve “technique” kavramı üzerine etkili çalışması)
- Simon, H. A. (1996). The Sciences of the Artificial (3rd ed.). MIT Press. (Herbert Simon’un tasarım, rasyonellik ve yapay sistemler üzerine klasik eseri; teknolojiyi rasyonel bir disiplin olarak ele alışı bu eserde temellenir)
- Collier, K. G. (Ed.). (1974). Innovation in Higher Education. NFER Publishing Company. (K.G. Collier’in eğitim teknolojisi ve sistem yaklaşımı üzerine çalışmaları bu tür yayınlarda bulunabilir, ancak spesifik bir tek tanım kaynağına ulaşmak zordur; genel olarak 1960’lar ve 70’lerdeki eğitim teknolojisi literatürüne katkıları olmuştur.)

Heidelberg Ruprecht Karls üniversitesinden 2008 yılında mezun oldum. İngilizce, Almanca ve Türkçe bilmekteyim. Almanya’da ikamet ediyorum. Çeşitli sitelerde yazılar yazarak başladığım gazetecilik serüvenini serbest gazeteci olarak devam ettirmekteyim. Güzel sözler, şiirler ve çeşitli konularda 2008 yılından beri Tugbam.com sitesinde yazmaktayım.
Bir yanıt yazın