Tuğbam » Şiir » Zaman şiirleri şiiri

Zaman şiirleri şiiri


Bu yazı

tarihinde

tarafından yazılmıştır.

Son güncelleme tarihi:

Zaman şiirleri – Yazan: Admin, Kategori: şiir, Konu özeti: Ünlü ve amatör şairler tarafından yazılmış en güzel ve anlamlı zaman şiirlerine ayrıcada zamanla ilgili şiirlere ulaşabilirsiniz.

Düşlerde Güldü Zaman

Zaman geçiyordu düşlerden
hiçliğine tamamlarken gerçeği
kristal küreye vuran ışıktı zaman

Kırık ve renkli

Zaman geçiyordu acıtan gülüşlerden
nakşında kuruyan kirpik rimeli
nemlenmiş vedalarda
bir ipek mendildi zaman

Yırtık ve kirli

Zaman geçiyordu telâşelerden
sıkıntılar dökülüyordu heybesinden bir bir kaygılar
tenhalıktı büyüyen karanlığında zaman

Dehşet ve kindi

Aynıların görüntüsünden geçiyordu zaman
haza haz, acıya acıydı
kimineyse
üzerinden yılları yüklenmiş nehirler geçen
bir çakıl taşıydı zaman

Yük ve mihnetti

Zaman geçiyordu sevişmelerden
ince ışıklarda kırılan aşkın
süzüldüğü camdı zaman
camdan süzülen ışığın hangi tarafı
kimdi

Sen ve öteki

Bir büyük bütünden geçiyordu zaman
silinemez sevgiden
doğumun, ölümün ötelerinde
güzeli yeşertiyordu içinde varoluşun çiçeği
zamanı çoğaltan oydu belki de

Gül ve dikeni

Zaman geçiyordu düşünüşlerden
savuruyordu saçlarını evrene
bir telinde yıldız, diğerinde güneşti
neyi kovalıyordu o koca bilge
bilinir mi nasıl yaşardı zaman

Keyif ve zevki

Acılardan geçiyordu zaman, dertlerden
kemer gibi dolamıştı beline sargı bezini
merhemi dilindeydi
derin yaralar gezginiydi zaman

Yorgun ve terli

Derilmez bahçeydi zaman, uçsuz bucaksız
bütün kipleri içeren
tüm hâlleri de
her şey onun içinde büyütüyordu kendini
aşıyordu zamanı yalnız

Yokluk ve sevgi

Tamlardan geçiyordu zaman kendini büyütenden
hangi varlık tamamlansa, heplense
tümü hiçe gönderiyordu yokluğun teğetinde
hiçi başka zamana
her anıyla kendini bütünlüyordu zaman

Uçuk ve yerli

düşürülen saatlerden geçiyordu zaman tik taksız
bukağıdan, zincirden
zihnin bilince açılan penceresinde
beşikten mezara değildi zaman, daha öteleriydi

Artı ve eksi

Geçilemiyordu yokluk
sessizlikler de

Şimdinin sarpında yaşanan
ulaşılmazlar köprüsüydü zaman
umudun sıratı selleyen uçurumuydu

Sonsuz ve ilki

————–

Zaman, ne zaman

Zaman ne zaman..? Zaman zaman,
Meçhule doğru gider zaman
Hayatı mundar eder zaman?

Zaman ne zaman..? Zaman zaman
Ahir ömrümü yer, yer zaman
Vurur boynumu eyer zaman….

Zaman ne zaman..? Zaman zaman,
Azgın deryada yüzer zaman
Benliği alır ezer zaman…

Zaman ne zaman..? Zaman zaman,
Ruhumu delip geçer zaman
Ömrümü nasıl biçer zaman?

Zaman ne zaman..? Zaman zaman,
Hep bir eksende döner zaman
Yaktıkça yakar, söner zaman

Zaman ne zaman..? Zaman zaman,
Neden mazide gezer zaman?
Söyleyin neye benzer zaman

Zaman ne zaman..? Zaman zaman,
İmalı gözle süzer zaman
Neden geçince üzer zaman?

Zaman ne zaman..? Zaman zaman,
Çobanı bile güder zaman
Alınlarda ki kader zaman

Zaman ne zaman..? Zaman zaman,
Borcunu canla öder zaman…
Geçince olur, heder zaman

Zaman ne zaman..? Zaman zaman,
Gitmesi gerek her zaman
‘’Ben gidiyorum ‘’ Der zaman

————–

ZAMAN

Zaman bir çeşme misal,
Akıp geçer zaman,
Zaman bir kuş misal,
Uçup gidiyor zaman.

Zaman özgür bir tay gibidir,
Tutamaz kimse ateş gibidir,
Zaman bir matbaadır,
Hemen basılır biter zaman.

————–

Doğum Günü Hediyesi

Kim derdi ki gün gelip te
ellerin elleri ellerinde terleyecek
ve kim derdi ki
yaşananlar acımasızca
tarihin zalim diliminde silinecek?

Gözler ilk kez sensiz ağlıyor
İlk kez sözler sustuğunda
Dudaklar dudaklarda
Yalnız kalıyor
Oysa doğum günümdü
Mayısın son günü
Beni sevdiğini söylediğinde
Durdu zaman yürüdüğü yolda
Şahitlik yaptı sevgiye,yüzüme güldüğünde

Şimdi çok uzaklardasın
Tarih yine aynı
Yine birşeyler karalıyorum beyaz sayfalara
Tek ilham gözlerin yok odamda

Bu sana sayısız bir şiirim
Bilinmeyenler içinde değil asla
İlk te son da aynı olacak
Hepsinde sen olacak

Ve ilk kez kendi doğum günümde
Bir başkasına hediye veriyorum
Belki bana verdiğin eşsiz hediyenin ışığını
Sana yansıtıyorum

Doğum günü kutlu olsun sevginin
Kim yaşıyorsa sonuna kadar
Unutulmayanların,için için kanayanların
Tesellisi olsun ölene kadar

————–

Üç Dil

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelimede bir kat daha artacaksın

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun

Bedri Rahmi Eyüboğlu

————–

Son Durak

Kilitlenmiş beton kanatları kuşların
Oksit gibi yakışkan bir mayışmayla ağarmış gün
Pas tutan kelimeler için bir iksir belki de
Ya da aklına susamış sevgililerin safdilliği
Acıtmış ömrünü çekirgelerin
Medyatik soruşturmalardaki enflasyonist yargılar
Haber değeri taşımıyor haber spikerinin ölümü
Herkes kendi manşetinde satır arası
Hiçbir bakışı aydınlatmıyor florasan buğusu

Burası son durak inecekler için son fırsat
Bir daha ne süper ne mega kupon verilecek
Kalanlar şoförün evini göremeyecekler hiçbir zaman
Oları sonsuza götürecek,afaroz edilmiş bir merak
Burası son durak

Hafızada kalan tek numara için
Telefona uzanır elleri
Ölümüne randevulu insanların
Temize çekilemez not defterleri

Yılmaz Erdoğan

————–

Amansız Hasret

Bir garip eser seherin yeli
Ya benden sana ya senden bana
Bin aşkı söyler sazımın teli
Ya benden sana ya senden bana

Bülbül’ ün hali goncada gizli
Sevdanın eli sarmada beli
Süzülür gibi akmada seli
Ya benden sana ya senden bana

Mecnun, Leyla der Kerem yanmakta
Ferhat’ın aşkı dağlar yarmakta
Amansız hasret bizi sarmakta
Ya benden sana ya senden bana

Ali Küçük

————–

zamana inat, hayat

Zamana inat yaşamak.
Her saniyesi zamanın değillemesi.
Sevmek, kaybetmek,kazanmak;hepsi birbirinin antitezi.
Ama bunlar değil mi hayatın tüm parantezi.
Her derdi savuşturup başka bir şey istemem demek.
Her dertte .
Tüm bunları atalım kenara,kıyıya.
O beni sevsin başka bir şey istemem demek değil mi hayat.
İsteklerin sona erdiği de vaki değil.
Sen ben o hiçbir şey fark etmez.
Hiç kimse hayata dair son sözünü asla söyleyemez.

Reklamlar

Bu Yazıyı Facebook Twitter Sayfanda Paylaş


Bu yazı

tarihinde

tarafından yazılmıştır.

Son güncelleme tarihi:

Yorumlar

“Zaman şiirleri şiiri” için bir yanıt

  1. memet

    zaman

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir