Günay Tulun’un “Anadolu Uygarlıkları” şiiri, Anadolu coğrafyasının binlerce yıllık derin ve zengin tarihini, bu topraklarda iz bırakan sayısız medeniyeti ve Anadolu’nun her dönemde uygarlığın önemli bir merkezi oluşunu coşkulu, etkileyici ve adeta bir destan niteliğinde bir dille okuyucunun zihnine taşıyor. Şair, Anadolu’yu canlı, anaç ve dopdolu bir varlık gibi kişileştirerek, bu kadim toprakların derin tarihsel katmanlarını, kültürel mirasını ve uygarlıklar arasındaki sürekliliği güçlü bir şekilde vurguluyor. İşte, Günay Tulun Anadolu Uygarlıkları şiiri sözleri:
Anadolu Uygarlıkları
Bir tepe mi önümdeki topraklar?
O ağaçlar altında yemyeşil, cıvıl cıvıl.
Şu karşıki yamaçta danseden kırlangıçlar
Sanki ezgilerinde gizemli bir efsun var.
Hatti, Likya, Frigya; Lidya, İonya, Karia
Birlikte sesleniyor Selçuk, Kimmer, Roma’yla.
Geçmişten geleceğe aktarırken her şeyi,
Urartu’yla Osmanlı neler söylüyor sana…
Toprağımın altında yatan tüm uygarlıklar
Tarihten bir sayfadır; değişmez, dost şarkılar…
Ötesinden gelse de geçmiş yüzyıllarımın
Gökyüzümde dolaşır; tarihi yazan ruhlar!
Ben Anadolu’yum, ana dolu, dopdolu
Ben Kültepe’yim, ben Alişar, Alaca,
Bir yanım Efes, Milet; bir yanımsa Troya
Ben Anadolu’yum, Anadolu her çağda.
Çağları ben açtım, çağlar sustu benimle
Ne uluslar kükredi çökerken, ellerimde
Uygarlık denen her şey doğarken beşiğimde
Ben Anadolu’ydum, ben, Anadolu, her dilde…
Günay Tulun
Ayrıca bkz. Anadolu şiirleri.

Heidelberg Ruprecht Karls üniversitesinden 2008 yılında mezun oldum. İngilizce, Almanca ve Türkçe bilmekteyim. Almanya’da ikamet ediyorum. Çeşitli sitelerde yazılar yazarak başladığım gazetecilik serüvenini serbest gazeteci olarak devam ettirmekteyim. Güzel sözler, şiirler ve çeşitli konularda 2008 yılından beri Tugbam.com sitesinde yazmaktayım.
Bir yanıt yazın