Tuğbam » Şiir » İhanet şiirleri

İhanet şiirleri


Bu yazı

tarihinde

tarafından yazılmıştır.

Son güncelleme tarihi:

Bu sayfamızda ünlü şairlerden ihanet şiirleri kısa, ihanet şiirleri uzun, ihanet ile ilgili şiirler, en güzel ihanet şiirleri sizler için olanlarını yayınladık.

YIKILMADIM BURDAYIM

Günler geçti çok zalimler tanıdım
Hainlerin yanlışına alıştım
Pes etmedim hep savaştımsavaştım
Hiç yılmadım! yıkılmadım! burdayım! ..

Nice maskeli yüzleri çözmüşüm
Nice dostu düşmanımla görmüşüm
Örmüşüm; hayatı zorla örmüşüm
Hiç yılmadım! yıkılmadım! burdayım! ..

Yalan yanlış diz boyuydu üzüldüm
Kar boran yerlerde gezdim üşüdüm
Kahraman’ ken hain gibi göründüm
Hiç yılmadım! yıkılmadım! burdayım! ..

İhanet: hain içindir… öğrendim
Zorluk: direnmek içindir…direndim
Körelmedim… imanımla bilendim
Ezilmedim! ezemezler! burdayım!

————

YILMIŞIM HEYHAT

Yüze gülen dostlardan
Çekip giden sevdadan
Özlem kokan akşamdan
Yılmışım – yılmışım heyhat! ..

Hüzün kokan odamdan
Senli bakan duvardan
Seni soran kuşlardan
Yılmışım – yılmışım heyhat! ..

Seni çalan sazımdan
Sensiz gelen yazımdan
Hasretin bu nazından
Yılmışım – yılmışım heyhat! ..

Hasret yağan yağmurdan
Kuma vuran dalgadan
Melül bakan martıdan
Yılmışım – yılmışım heyhat!

————

Bana Bunu Yapmayacaktın

Bana bunu yapmayacaktın
Öyle sırtımdan vurmayacaktın beni
Gelişin gibi onurlu olmalıydı gidişin
Ve öylesine gururlu bitişin.
Gel gör ki kötü oynadın bu oyunu
Erken düştü masken yüzünden
Demek sen içimde büyüttüğüm bir dev değil
Bir hiçtin
Görüyorsun işte
Gittin
Ve de bittin…

Bana bunu yapmayacaktın
Böyle bir hançerle yıkmayacaktın beni
Bir ihanetin adresi olmamalıydı ayak izlerin
Yoksa ben mi yanlış tanıdım seni?
Yoksa hep böyle kirli miydi senin denizlerin?
İşte ellerimde
Suç ortağın bir sinema bileti
Bir pastane köşesi
Bir tiyatro gişesi.
Bu kadar ucuza gitmeyecektin
Sigara dumanlarında harcamayacaktın bu aşkı
Ve aşk cellatlarına meze yapmayacaktın beni
Şimdi boş bir mezar bulsam
Seni böylesine sevdiği için
Oraya bırakırdım kalbimi…

Bana bunu yapmayacaktın
Böyle küstürmeyecektin şiirlerimi
Kan kırmızısı yağmurlar
Yağdırmayacaktın gecelerime
Kanatlarını kırmayacaktın umutlarımın
Beni böyle çıldırtmayacaktın!

Artık
Adın ihaneti çağrıştırıyor bana
Ve tadın bir yılanın en öldürücü zehrini
Söyle
Şimdi hangi yüreğe saplıyorsun
O acımasız hançerini? ..
Bil ki
Bundan böyle
Yasaklanmış kitaplarım gibisin bana
Yaklaşmam yasak
Dokunmam yasak
Ve ömrümce
Sarılmam yasak sana!

Atilla ilhan

————

Eğer

O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde ´onca ayrılığın birinci dereceden failidir´ denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse…

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!

Can Yücel

————

Seni Aldattım Bu gece

Beni affet sevgilim
Seni aldattım bu gece
Yabancı kollarda yabancı dudaklarda
Seni aldattım bu gece

Ürkek ellerle sarıldım ona
Çekingen bir tavır vardı bende
Sanki beni görecekmişsin gibi
Saklamak istedim yaptıklarımı
Usulca ışığı kapattım sonra
Ve uzandık yatağa boylu boyunca
İşte kollarımdaydı artık
Beni affet sevgilim
Seni aldattım bu gece

Sanki sen vardın kollarımda
Sanki senin kokundu bu
Senin sıcaklığın vardı onda
Senin çekingenliğin
Hani hep kaçırırdın Ya dudaklarını
Beni çıldırtmak istercesine
İşte kaçırmadın sonunda
Öptüm dudaklarını saatlerce
Beni affet sevgilim
Seni aldattım bu gece
Beni affet sevgilim
Seni unuttum bu gece

————

Zalim

Dünya YALAN, sen YALAN!
Hersey büyük bir OYUN!
Bosa gecmis Bütün Yillar!
Bosuna üzülmüs bu Deli Gönlüm!
Senin Yüzünden ZALIM!
Hersey senin Yüzünden!
Hakketmedin Büyük Sevgimi!
Yeter Artik Zalim icim aciyor!
Unutt beni!
Bende seni unuttugum gibi!

————

Sahte Sevgi

Ansızın kapıdan girdin içeri
Aslında buna beynim dur dedi
Dilim sana diyemedi
Kalbim al dedi
Beynimi hiç dinlemedi

Nasıl bir durumdaydım ki
Neydi aradığım
Korkuyordu beynim
Ama çok istiyordu kalbim
Ne yapılabilirdi ki

Uzunca bir zaman
Savaştı kalbim beynimle
Uykusuz geçen gecelerce
Uyandım yeni bir güneşle

Nihayet aylar koştu
Bir mevsim daha son buldu
Kalbimle beynim
Artık konusmuyordu

Ortada kaldım

Derler kalp uyarır
Hep inanırdım
Beyin bazan yanılır
Olmadı
Beynim yanılmadı

Allahım olamaz dedim
Bir türlü
Bu ihaneti
Kabul edemedim

Nerde kaldı sevmek
Varmıydı gerçekten ölmek
Denedim arkamdan aktı gözlerim
Denedim olmadı
Arkamdaki dostlarım, ailem
Nasıl onları bırakır da giderim

Bilsemki onlar olmasa
Kalmazdım tek dakika bu dünyada
Görmesem aglayan gözleri
Durmazdım asla

Bazan güzel bir kazak
Hoş bir parfüm
Gösterir bizi harika
Haya olmadıkça
Neye yarar harika

Şimdi savaşıyorum
Beynimle kalbimi barıştırmaya
Hayata tutunmaya
Yapılarınları unutmaya
Kısaca huzuru arıyorum

İnan aşka degil
Kalbime aglıyorum
Söylediklerine degil
Seni düşünen bu beynime
Sendeki o beyne, ailene
Utanmadan baktıgın diğer kalbe
Ağlıyorum.

Reklamlar

Bu Yazıyı Facebook Twitter Sayfanda Paylaş


Bu yazı

tarihinde

tarafından yazılmıştır.

Son güncelleme tarihi:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir